OTEL EKİPMANLARI AKSESUARLARI

OTEL EKİPMANLARI AKSESUARLARI
OTEL EKİPMANLARI AKSESUARLARI

16 Kasım 2012 Cuma

İSRAİL GAZZEYİ VURDU - İSRAİL GAZZE

İSRAİL GAZZEYİ VURDU - İSRAİL GAZZE
İSRAİL GAZZE


14 Kasım günü İsrail gazzeyi gene vurdu. Gazete manşetlerini okuyuğ, lanet yağdırıp gene geçiştirilecek olay bu. Malesef gene İsrailin yaptığı yanına kar, gazzeye hüzün kalacak.

Türkiye yapması gerekeni neden yapmıyor? Neden hala strateji türetemeyen siyasetçilerimiz var? Türkiye Gazze ve Kudüs'e neden sessiz kalamaz? Neden Kalmamalı?

Türkiye'nin yapması gereken hareket çok basit.NATO, ABD müttefikliğini ve BM üyeliğini acilen gözden geçirmek.

Hala Türkiye'nin NATO'da, BM'de ve ABD'nin yanında ne işi var. Türkiye'nin bu işten karı nedir? Ya bizim siyasetçilerimizin ve devletimizin adalet terazisi bozuk, yada bizde İsrail ve ABD ye çalışıyoruz. Onların birer uşaklarıyız. Neden...??????

Tekrar ediyorum. Türkiye'nin NATO'da, BM'de ve ABD'nin yanında ne işi var. Yapılması gereken çok basit. ABD'nin yanından ayrılmak. NATO'yu terketmek.

İSRAİL


GAZZE

KESER DÖNER SAP DÖNER, GÜN GELİR HESAP DÖNER...

28 Mayıs 2012 Pazartesi

BATMANDAN PETROL FIŞKIRDI

BATMANDAN PETROL FIŞKIRDI
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Şirketi Batman'da bir köy ortasında petrol aradı. Yapılan sondaj çalışmalarında petrol fışkırdı.

Batman’ın Kozluk İlçesine bağlı Taşlıdere köy meydanında yapılan sondaj çalışmalarında petrol fışkırdı.

Açılan 4 kuyuda şuana kadar yapılan çalışmalarda en kaliteli petrolün çıkarıldığı belirtildi. Şirket yetkilileri köy ortasına 4 tane pompa dikerek petrol çıkarma çalışmalarına başladı. Batman'ın Kozluk ilçesindeki Şelmo Petrol Sahası'nda sondaj ve arama çalışmalarını sürdüren ABD'li Transatlantik (TEMİ) şirketi, saha içinde kalan Taşlıdere köyü meydanında petrol araması için yaklaşık bir ay önce sondaj çalışmalarına başladı.Köy ortasında sondaj çalışması yapan ADB şirketi kaliteli petrole ulaştı.

Şirket yetkilileri köy ortasında kalan ve 3 ortaklı olan araziyi satın alarak petrol aramaya başladı.İlk kuyudan kaliteli petrole ulaşan şirket 3 kuyu daha açtı.Yan yana açtığı 4 kuyuda da kaliteli petrole ulaşıldı.Şirket yetkilileri şu ana kadar elde edilen en kaliteli petrolü bulduklarını ve her  4 kuyuda kaliteli petrol buluklarını söylediler.

Kaliteli petrole ulaşan Şirket çalışanları pompa dikme çalışmalarına başladı.Taşlıdere köylüleri şirketin bir aylık çalışma sonucunda kaliteli petrole ulaştığını söylediler.Arazisinde petrol bulunan ve araziyi TEMİ şirketine satan Cemil Atlığ, arazisini şirkete sattığını ve petrol bulunduğunu ancak kendisine bir faydasının olmadığını belirterek “şirketten tek isteğimiz bizi bu kuyulara bekçi olarak görevlendirsin başka bir şey istemiyoruz” dedi.

PETROL - BATMANDAN PETROL FIŞKIRDI
Petrol gibi kaynakların yeraltında durmasının anlamı yok. ABD li firmada çıkarsa, çıkartılıp işletilmesi gerekir. Yanlız buralardan gelen kaynakların tamamı AR-GE (Araştırma Geliştirilme) ye ayrılmalı.Ülkenin zenginleşmesi açısından çıkartılması zaruri bir ihtiyaç. Yanlız dediğim gibi bu petrolden gelen kaynaklar mutlaka AR-GE ye kaynak olarak aktarılmalı. Mesela Petrol ve Kimyevi maddelerin geliştirilmesi, üretilmesi, bu sayede sanayide daha etkin kullanılması için kaynak olarak aktarılması gerekir.

Erdoğan ile Nazarbayev'den stratejik açıklama

Erdoğan ile Nazarbayev'den 'stratejik' açıklama
Başbakan Erdoğan ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Cumhurbaşkanlığı Sarayı Akorda'da düzenledikleri ortak basın toplantısında iki ülke arasında varılan anlaşmalar anlattılar.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Kazakistan'ın artık sadece kardeş ve dost değil, aynı zamanda gerçek manada stratejik ortak olduğunu belirterek, bundan sonra işbirliğinin de bu anlayış içinde gelişmesi için ortak gayret göstereceklerini söyledi.


Başbakan Erdoğan ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Cumhurbaşkanlığı Sarayı Akorda'da gerçekleştirilen baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ''Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi'' kurulmasına ilişkin ortak açıklama imzaladı.


Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Kazakistan Sanayi ve Yeni Teknolojiler Bakanı Aset İssekeshev da iki ülke arasında ''Yeni Sinerji Ortak Ekonomik Programı'' imzaladılar.


Anlaşmaların imzalanmasının ardından Erdoğan ile Nazarbayev ortak basın toplantısı düzenledi.


Cumhurbaşkanı Nazarbayev'e ''Türk dünyasının ak sakallı cumhurbaşkanı aziz kardeşim Nursultan Nazarbayev'' diyen Erdoğan, şahsına ve Türk heyetine gösterdikleri ilgiden dolayı Nazarbayev ve diğer Kazak yetkililere teşekkür etti.


Nazarbayev'in 11-12 Ekim 2012 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün daveti üzerine Türkiye'yi ziyaret edeceğini anımsatan Erdoğan, ''Sizi ağırlamaktan mutluluk duyacağız. Sizleri sabırsızlıkla bekliyoruz. Ayrıca ata yurdumuzu ziyaret etmekten büyük heyecan ve mutluluk duyduğumu da ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.


Kazakistan programı kapsamında Başbakan Karim Masimov ile bir araya geldiğini, Türk-Kazak iş formuna katıldığını ve  17 anlaşma imzalandığını ifade eden Erdoğan, görüşmelerin oldukça faydalı geçtiğini, yarın da Kazakistan Senato Başkanı ve Meclis Başkanı ile de görüşeceğini söyledi.


Nazarbayev ile çok kapsamlı ve verimli görüşmeler yaptıklarını, gerek ikili gerekse heyetle arası görüşmelerin de çok verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:


''Sayın Cumhurbaşkanı'nın 2009 yılında gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti sırasında ikili ilişkilerimizi 'stratejik ortaklık' seviyesine çıkarmıştık. Bugün yaptığımız görüşmelerde ilişkilerimizi daha ileri bir safhaya taşınması konusundaki müşterek irademizi teyit ettik. Bu bağlamda ilişkilerimizin en üst düzeyde ele alınmasının her iki ülke için de çok çok faydalı olacağı kanaati bizlerde pekişmiş oldu. Bu bakımdan yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi kurulmasına ilişkin ortak açıklamayı az önce imzaladık.


Yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyinin ilk toplantısını Sayın Nazarbayev'in ekim ayında ülkemize yapacağı ziyareti sırasında düzenleyeceğiz.


İmzalamış bulunduğumuz bir diğer önemli belge olan yeni sinerji ortak ekonomik programının ülkelerimizin karşılıklı çıkarlarını öncelikle beklentileri çerçevesinde bir yol haritası oluşturacağına inanıyoruz. Bu iki anlaşma, ilişkilerimizin erişmiş olduğu yeni seviyeyi göstermektedir. Artık sadece kardeş ve dost değiliz, aynı zamanda gerçek manada stratejik ortağız. Bundan sonra iş birliğimizi bu anlayışla gelişmesi için ortak gayret göstereceğiz.''


-''Sözün eyleme, düşüncenin projeye dönüşeceği bir döneme girdik''-


Başbakan Erdoğan, Kazakistan'ın güçlenmesi, gelişmesi ve yeni teknolojik yatırımlar çekmesine Türkiye'nin memnuniyetle destek vereceğine ifade etti.


Kazakistan'ın bağımsızlığını kazanmasının üzerinden geçen 20 yılda her alanda çok büyük başarılar kaydettiğini belirten Erdoğan, ''7 yıl önce geldiğimde çok farklı bir Astana vardı, 80'li yıllarda geldiğimde çok farklı bir Almaata vardı. Bugün ise adeta tanınmayacak derecede değişmiş, gelişmiş bir Almaata adeta sıfırdan başlayarak şu hale gelmiş bir Astana var ki bu tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın gerçek liderliğinde, engin devlet tecrübesi ve vizyonuyla ortaya koymuş olduğu eserdir'' ifadesini kullandı.


Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Kazakistan arasındaki diplomatik ilişkilerin bu yıl 20. yıl dönümü yaşandığını anımsatarak, ilişkilerin bugünkü boyutunun tarihi bir aşama olduğunu kaydetti.


Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ticaret hacminin 3,3 milyar dolara ulaştığını, bu rakamı 10 milyar dolara çıkarmak hedefinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ''Sözün eyleme, düşüncenin projeye dönüşeceği bir döneme girmiş bulunuyoruz'' dedi.


Türkiye ve Kazakistan arasında uluslararası kuruluşlar nezdinde sürdürülmekte olan verimli iş birliğinin ve karşılıklı desteğin örnek teşkil edecek karşılıklı bir dayanışma olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:


''2015-2016'da Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne geçici üyeyiz ve bu konuda aynı desteği alıyoruz. Aynı şekilde Kazakistan'ın birçok insan haklarında, aynı şekilde BM'de aynı destekleri Türkiye olarak biz kendilerine vermiş oluyoruz ve vereceğiz de. Aramızdaki en önemli adımlardan bir tanesi Bakü-Tiflis-Kars arasındaki raylı sistemin süratle Kazakistan'a ulaştırılması projesidir. Bu proje her yönüyle tarihi ve önemli özellikleri olan gerek ulaşım gerekse taşımacılık noktasında çok önemli olan ve Türkiye'nin de adeta bir tarımda dağıtım üstü olabilecek özelliği de arz eden bir gelişme olacaktır.


Bütün bunların yanında atılacak bir adım da Hazar'da gerek turizme gerekse gemi inşaat sektörüne yönelik atılabilecek adımlar var. Bunları değerli Cumhurbaşkanımızla görüştük. Bunların planlamasını ilgili arkadaşlarımız yaparak, ona göre adımları atacağız.


İşadamlarımızın yatırım yaptığı ülkeler arasında ön sıralarda Kazakistan yer alıyor, almaya devam edecek. Şu ana kadar 2,5 milyar doları aştı buraya yapılan yatırımlar. Ve bu noktada kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın Nazarbayev'e firmalarımıza sağlamakta olduğu teşvik ve destek dolayısıyla teşekkür ediyorum. Türkiye'deki Kazak yatırımlarının artmakta olduğunu büyük bir memnuniyetle izliyoruz. Kazak yatırımcılarının Türkiye'ye yatırım yapmaya teşvik edilmeleri ve rafineri yapımı gibi büyük projeler üstlenmelerini de bekliyoruz. Hükümet olarak gerekli desteği sağlayacağımızı özellikle belirtmek istiyorum.''


Ortak basın toplantısının ardından Başbakan Erdoğan ve beraberindeki bakanlar, Nazarbayev'in Erdoğan onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.

NAZARBAYEV - ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

KENE - KENELER - KENE TÜRLERİ

KENE - KENELER - KENE TÜRLERİ
Kelkit Havzası'nda başlayan ve yurt genelinden örneklerin de değerlendirildiği TÜBİTAK destekli araştırma çalışmasında, Türkiye'de yaşayan 46 kene türünün yaşadığı belirlendi.Bunlardan 38'inin, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı'nı bulaştırabildiği bildirildi.

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muhlis Özkan, Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOPÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Şaban Tekin ve Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bursalı'nın, Kelkit Havzası'nda yer alan Tokat, Çorum, Yozgat ve Sivas illerinde, sert kene faunasının (türlerinin) ortaya çıkarılması, kene türlerinin sistematiğinin oluşturulması, bu kenelerle taşınan KKKA virüsü ve diğer kene kökenli virüslerin teşhisinin ve genetik karakterizasyonunun yapılması amacıyla TÜBİTAK desteğiyle 2006 yılında başlattığı araştırma çalışması tamamlandı. 

Yurt genelinden örneklerin de değerlendirildiği çalışmada, Türkiye'de 46 kene türü tespit edildi. Farklı türdeki kenelerin fotoğrafları çekildi.

GOPÜ Kene ve Kene Hastalıkları Araştırma Grubu üyesi Prof. Dr. Şaban Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belirlenen 46 kene türünden 38'inin sert (Ixoodid), 8'inin yumuşak (Argasid) gruptan olduğunu belirterek, ''Bu sert kene türlerinin bir çoğu KKKA hastalığını buluşturabilecek türler. Bunlara sadece KKKA olarak bakmamak gerekir. Başka haslıklar da yapabilirler. Her kene hastalık bulaştırabilen bir ajan olabilir. Eğer ısırırsa ve virüs taşıyorsa... Yeni çalışmalarımız da bunu gösteriyor'' diye konuştu. 

Keneyle mücadelede kişisel bilincin oluşmasının önemli olduğunu vurgulayan Tekin, ''İlaçla koruma çözüm değil. Doğayı ilaçlamak çözüm değil. Her her yeri ilaçlamak, yararlı böceklerin de ölümüne neden olabiliyor. Kırsal kesimdeki kişilerin bilinçlenmesi lazım. Kene ısırır ısırmaz, en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak keneyi aldırtacaklar'' dedi.

Keneyi sağlık kuruluşlarında çıkartanların hastalığa yakalanma oranının çok düşük olduğunu dile getiren Şaban Tekin, ''Hastalığa yakalanıp karantina altına alınanların yüzde 99'unun keneyi kendileri çıkaranlar olduğunu belirledik. Eğer kişi kendi keneyi çıkarırsa keneyle birlikte en yakın sürede sağlık kuruluşuna başvursun. Her kene potansiyel bir mikrop bulaştırıcısıdır. İnsana ve hayvana bulaştırabilir. En kısa sürede kenenin vücuttan çıkarılması lazım'' ifadelerini kullandı. 

Tekin, kenelerde en çok KKKA virüsüne rastlandığını, bu virüsün çok çabuk etki gösterdiğini, gerekli müdahaleler yapılmazsa ölüme neden olabildiğini anımsattı.

-''Artık eskisi gibi değil, kene yapışan sağlık kuruluşuna gidiyor''-

Prof. Dr. Şaban Tekin, ''Artık eskisi gibi değil, kene yapışan sağlık kuruluşuna gidiyor'' dedi.

Kenelerin ısırdığı yüzlerce insanın, üşenmeden sağlık kuruluşlarına gelip keneleri çıkarttıklarını dile getiren Tekin, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin her yerinde kene sayısında ve ısırmasında artış görebiliriz. Her yerde hastalığa rastlayacağız diye bir şey yok. Halk arasında yaygın olarak konuşulan 'Kene ısırdığında kanı değişen hastaların bağışıklık kazandığı' yönünde söylemler var. Bizim bizzat rastladığımız delil yok. Biz de böyle olduğunu zannediyoruz. Kene ısırması sonucu hastalanan bir kişi sonra ısırmasında hastalanmayabilir. İki defa hastalanmış kişiyi takip etmemiz gerekiyor.''

Keneden ölen kişilerin cenazelerinde sağlık ekiplerinin yeterli tedbirleri aldığını söyleyen Şaban Tekin, ''Cenaze törenlerinde virüs geçme gibi bir durum yok. Virüsün geçiş yolları belli. Ya kene ısıracak ya da kan teması olacak ya da vücut sıvılarının teması olması lazım. Ancak böyle olursa bulaşır'' diye konuştu.

KENE
KENELER


Kene, keneler, bitkiler, böcekler üzerine derin araştırmalar yapılması gerekir. İngilterenin doğa kanalı Okyanusları, hayvanları, bitkileri boşuna araştırmıyor. İleri teknoloji için mutlaka hayvanlar, bitkiler ve böcekler üzerine derin araştırmalar yapılması gerekir bu ülkede. Aksi taktirde büyük devlet lafı anca sözde kalır. Üniversitelerimizin bu yönde araştırma geliştirmeye ağırlık vermesi gerekmektedir. Araştırmayı yapan kişi ve kurumlara sonsuz saygı ve sevgiler... Başarılarınızın devamı milletimiz ve ülke geleceğimiz için hayati öneme sahiptir. Teşekkürler...

NURETTİN ÖZDEBİR - KİMYA SEKTÖRÜ HABERİ

NURETTİN ÖZDEBİR - KİMYA SEKTÖRÜ HABERİ
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye'nin hızla sanayileştiğini ancak kimya sektöründe zayıf olduğunu belirtti.Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye'nin hızla sanayileştiğini ancak kimya sektöründe zayıf olduğunu belirterek, en az 5 tane daha rafineri ve petro kimya tesisinin kurulması gerektiğini söyledi.

Nurettin Özdebir, Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü tarafından düzenlenen, ''Sanayi ve Kariyer Günleri'' etkinliğinin açılışında, Türkiye'de nitelikli işgücüne ihtiyaç bulunduğunu belirterek, bir ülkenin en büyük sermayesinin beşeri sermayesi olduğunu ifade etti.

Beşeri sermayeyi oluşturan gençlerin iyi yetiştirilmesi gerektiğini ifade eden Nurettin Özdebir, ''Gençlere, istihdam edilemeyecek anlamsız alanlarda eğitim verilirse, bir takım gereksiz bilgilerle kafaları doldurulursa o ülkeye en büyük kötülüğü yapmış oluruz'' dedi.

ASO Başkanı Nurettin Özdebir, küreselleşen dünyada artık Türkiye'nin de daha çok girişimciye, firma kuracak, iş yapacak, ticaret yapacak, üretim yapacak insanlara ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin hızla sanayileştiğini ancak kimya sektöründe zayıf olduğunu belirten Nurettin Özdebir, şöyle konuştu:

''Ankara'da hemen  hiç kimya sektörü bulunmuyor. Şu anda Türkiye'nin en çok cari açık verdiği alanlardan bir tanesi kimya sektörü. Türkiye'nin bu alanda şiddetle yatırıma ve yeniden yapılanmaya ihtiyacı var.

En az 5 tane daha rafineri ve petro kimya tesisi kurmamız gerekir. Çünkü bizimle nüfus olarak aşağı yukarı aynı büyüklükte olan İran'da 10 tane rafineri var.

Bizim de bu yapımızı mutlaka düzeltmemiz lazım. Ülkelerin gücü üretimlerinden gelir. Eğer siz üretemiyorsanız sizi kimse adam yerine koymaz.''

Ekonomide kişi başına düşen geliri artırmak için de girişimcilerin ve iş yerlerinin sayısının artırılması gerektiğine işaret eden Nurettin Özdebir, ''İş yeri yoksa iş yoktur. O zaman insanlarımıza yapılabilecek en büyük hizmet, onların çalışabilecekleri iş yerlerinin sayısının artmasıdır. Bu sayı ne kadar çok olursa o zaman rekabet oluşur ve verimlilik artar'' diye konuştu.

Nurettin Özdebir, kimya sektörüne çok meraklı olduğunu, kimya mühendisi olmayı çok isteğini ancak üniversitede makine mühendisliği bölümünü kazandığını kaydetti. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Özdebir, ''Yaptığınız işi severseniz ona gerekli saygıyı gösterirseniz o da mutlaka size hizmet edecektir'' dedi.

NURETTİN ÖZDEBİR - KİMYA SEKTÖRÜ HABERİ

Yerinde ve doğru bir tespit. Yanlızca Kimya sektörü değil. Yanlız konunun sapmaması açısından dallandırmayacağım. Bugün bizimde bir BASF gibi kuruluşumuz neden yok. Sn. Nurettin ÖZDEBİR'in dediği gibi en az 5 tesis daha kurulmalı. Devlet olarak ta Tübitak gibi kurumların Kimya sektöründe gerçekten çok ciddi çalışmalar yapması gerekmektedir. Artık bir ürün üretmek marifet değil. Ürünü üreten makineyi üretmek ve ürünün kompozit hammadesini geliştirmek marifet. Sensörlerin, algılayıcıların hemen hemen tamamını geliştirebilmek için kimya sektörünün gelişmesine ihtiyaç var. Carl Zeis merceklerinin içindeki kimyasal bileşenler sayesinde mercek netlik, ışınları doğru algılama gibi marifetleri kusursuz yapabilmektedir. Benim ilave etmek istediğim Üniversiteler ve Tübitak olarak Kimya sektörüne gereğinden fazla inilmesi gerekmektedir. Özellikle çağımız kompozit malzeme çağı.

19 Şubat 2012 Pazar

TERS LALE - ERZURUM'A HAS TERS LALE

TERS LALE - ERZURUM'A HAS TERS LALE
Hollanda'ya kaçırılmak istenirken son anda ele geçirilen ve dünyada sadece Erzurum'un Karayazı İlçesi'nde yetiştiği belirtilen ters lale türünün 57 soğanı, ana vatanına getirildi.

Ters laleler, Erzurum'daki Atabotanik Park'ta çoğaltılacak. Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz, ters lalelerle ilgilenen ve koruma altında tutan Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünden Erdal Kaya ile uzun süre görüşmesi ardından ters laleleri Erzurum'a getirmeyi başardı. Ters laleleri Atabotanik Park'ta saksılara yerleştiren Prof.Dr. Hasan Yılmaz, burada ters lale çoğaltacaklarını söyledi.

TERS LALE
TERS LALE - ERZURUMA HAS TERS LALE

13 Şubat 2012 Pazartesi

RASAT UYDUSU - RASAT GÖZLEM UYDUSU

RASAT UYDUSU VE RASAT UYDUSU GÖRÜNTÜLERİ
Geçenlerde haberlerde izlediğim Rasat uydusunun çekmiş olduğu görüntüleri gördüm. Görüntüler gerçekten kale alınacak kalitede. Tübitak tarafından geliştirilen Rasat gözlem uydusu işin hakkını fazlası ile vermiş. Büyük bir başarı. Tübitak gibi güzide kurumumuzun uydu alanında çok fazla ilerleme ve gelişme kaydettiği görüşüyor. Gerçekten çok güzel ve yerinde bir tespit yapılmış Tübitak ve devlet tarafından. İlerki zamanlarda ülkeler ikiye ayrılacak. Uydu yapabilen ve yapamayan ülkeler diye. Buda güçlü devletler sınıfına sokacak Türkiye'yi.

Gözlem uydusu alanındaki en büyük ihtiyaç ise, görüntüyü sağlayan kameranın, elektronik çiplerin ve datalink sistemlerinin yerli yapım olması ve elektronik çiplerin yerli olması için ivedilikle bir çalışma başlatılmalı. Daha gelişmiş kameralar ile görüntüler çok daha kaliteli olabilir. Rasat uydusu başarısının altından kısıtlı bir bütçeyle, minimum maliyetle kalkıldığını biliyorum. Rasat uydusu bir deneme uydusu idi.Çok olumlu bir çalışma olarak yüzünün akıyla çıktı uydu alanından Tübitak. Gerçekten takdir ve saygılarımla.

Yanlız Tübitak'ın önündeki en büyük çalışma dediğim gibi kameranın, elektronik çiplerin ve datalink sistemlerinin yerli yapım olması ve Türkiye'de geliştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde uydu yapabilen ülkeler sınıfında yer almayacağımızın, alsakta dünyada uydu yapamayan ülke olmayacağının ben bilincindeyim. İnşallah Tübitakta bu alanda çok daha fazla başarı ve ilerleme kaydeder.

Rasat uydusu üzerinde çalışan tüm ekip çalışanlarına, bu ülkeye gönül vermiş bir T.C. vatandaşı bireyi olarak teşekkür ve saygılarımı sunarım. Yolunuz açık olsun.


RASAT UYDUSU

RASAT UYDUSU EKİBİ


RASAT UYDUSU GÖRÜNTÜLERİ

RASAT UYDUSU GÖRÜNTÜSÜ
RASAT UYDUSU GÖRÜNTÜSÜ
RASAT UYDUSU GÖRÜNTÜSÜ